3 Aralık Dünya Engelliler Günü: “Kutlama Değil, Görünürlük Talebidir”
3 Aralık Dünya Engelliler Günü, bizim için bir kutlama günü değildir. Çünkü biz, acınası varlıklar değiliz. Hayatın tam ortasında, tıpkı herkes gibi nefes alan; çalışan, üreten, seven, mücadele eden insanlarız. Biz 3 Aralık’ı seçmedik. Bu yazgıya sadece sabırla tutunmak, direnmek ve yaşamı biraz daha zor şartlarda omuzlamak durumunda kaldık.
Bugün, çiçek verilip geçilecek bir “anma ritüeli” değildir. Biz 3 Aralık’ta karanfil almak istemiyoruz. Çünkü biz sadece 3 Aralık’ta yokuz. Bir yılın tek bir gününde hatırlanmak, görünür kılınmak, “bugün engelliler günüymüş” denilerek günün anlam ve önemine sığdırılmak istemiyoruz.
Biz yılın 365 günü buradayız. Dünya neredeyse biz oradayız.
Ne özeliz, ne olağanüstüyüz…
Sıradan birer canlıyız.
Tek farkımız; hayatın engellerini, sağlıklı bireylerden daha sert ve daha dik bir yokuşta aşmak zorunda oluşumuz.
Bizim talebimiz çok basit:
Sokakta, ulaşımda, toplumda, eğitimde, sağlıkta, istihdamda… hatta duygusal iç dünyamızda bile sadece biraz hassasiyet.
Biraz anlayış.
Biraz özen.
Engelli bireylerin hayatı “kutlanacak” bir tema değil, “anlaşılacak” bir gerçektir.
Bizim beklentimiz, farkındalığımızın fark edilmesi; hayatın her alanında eşit, erişilebilir ve onurlu bir yaşam hakkının teslim edilmesidir.
3 Aralık, bir kutlama değil; bir hatırlatma günüdür:
Engelli bireyler sadece bugün değil, her gün yaşıyor. Her gün var. Her gün mücadele ediyor.
Unutmayın:
Bizi görmezden gelen her bakış bir engel daha koyar.
Ama bizim direncimiz, sizin ihmal ettiğiniz her engeli bir gün mutlaka aşar.
Görmek istemeyenler için değil; duyan, anlayan, saygı duyan bir toplum için varız.
Biz, hayatla kavga etmeyi çoktan öğrendik.
Şimdi sıra sizde:
Bizi anlamayı öğrenin.
Çünkü biz bir gün değil, her gün yaşıyoruz.
Ve her gün mücadelemizin sesini duymanızı istiyoruz.
Bu kadar.